Thursday, November 18, 2010

Murat Yeni (Maceracı) İle Ropörtaj



Murat Yeni (Maceracı) Ropörtajı


“İnsanın hayali olmalı; ama bu, Rabbimin yaratacağını bilmekten daha ileri bir hayal olmamalı.”



Samimiyetiyle gönülleri fetheden Maceracı Ağabeyimiz ile günler öncesinden görüştük bir söyleşi yapmak adına. Ve memnuniyetle kabul edeceğini söyleyince günü kararlaştırıp yola düştük. Samanyolu Fanları’nın programlara karşı yeterli ilgiyi göstermediğini düşünüyor Maceracı Ağabeyimiz. “Bunu değiştirmek gerçek ‘Samanyolu’ Fanları’nın elinde” diyen Sevgili Murat Yeni Ağabeyimiz ile başbaşa bırakıyoruz sizleri...

Samanyolu Fanları: Murat Yeni’yi sizin ağzınızdan tanıyabilir miyiz?

Murat Yeni: 1975 doğumluyum, evliyim. Rabbim bağışlarsa bir tane evladım, kız çocuğum var. İsmi Nedret Şevval. 17 yıldır radyo ve televizyon programcılığına devam ediyorum. İlk olarak Kanal A televizyonunda başladım. Sonra Işık Tv, ardından Samanyolu Televizyonu oldu. Muhtelif radyolarda çalıştım, daha sonra Dünya Radyo dönemi oldu. Tabiî herkesin bildiği Maceracı programı ile insanların karşısına çıktım. Bir ara dünyaya açıldık, sonra tekrar Anadolu’da devam etme kararı aldık. Yeni sezonda Anadolu’dayız inşallah.


Samanyolu Fanları: Samanyolu Televizyonu ile nasıl tanıştınız?


Murat Yeni: Samanyolu ile tanışmama kameraman kardeşlerim vesile oldu. Malatya’da bir gün Işık Tv’de canlı yayın yaparken Samanyolu Tv’den canlı yayın aracı kiralanmıştı. Bakıp demiştim ki içimden, bunlar ne havalı, ne tuhaf tipler… “İyi ki bir ulusal kanalda çalışıyorsunuz!” demiştim. Sonra sanki benim yirmi yıldır beraber çalıştığım arkadaşlarım gibi yayın yapmaya başladık o anda. Sahiplendiler. Sonra akşam buluştuk otelde. Beni Samanyolu Televizyonu’na davet ettiler. O zamanlar açıkçası benim hiçbir şeyle ilgili bilgim yoktu. Güzel insanların bir arada bulunduğu ortamları bilmiyordum. “Ben oraya gelmem, orası bana göre bir yer değil!” dedim. Hiç unutmuyorum, dedim ki, “Orada uçuşan tipler vardır sakallı cübbeli.” Çok üzülürüm her zaman o ifadeyi kullandığım için ama Rabbim affetsin. O anda o kadar biliyorduk. İnsan ancak bildiği kadar vardır. Sonrasında “Olur mu ya, bize bak.” dediler. Baktım, “Ya siz bizim arkadaşlar gibisiniz, arada hiçbir fark yok. Benim arkadaşım neyse siz de osunuz. Bizden bir farkınız yok.” dedim. Sonra gittim, gerçekten içeri girer girmez bambaşka bir hava vardı. Samanyolu Televizyonu’na gidenler beni çok rahat anlayacaklardır, kapıdan içeri girdiğiniz andan itibaren sanki farklı bir iklimin içine giriyorsunuz, farklı bir hava oluyor. Ama beni çok etkilemiş olacak ki, şu an 2010 yılındayız ve yine buradayız. Üç yıl bir TRT aram oldu. Canlı yayınlarda da hep söylüyorum, hayatımın en kötü günleriydi. Sebebi TRT’nin kötü olması mı? Hayır. Benim Samanyolu Tv’den ayrılmam en büyük eziyetti bana. Rabbime çok dua ettim burada olabilmek için, burada çalışabilmek için, buradaki havayı soluyabilmek için, buradaki insanları görebilmek için. Dualarım kabul oldu. Tabiî burada kadrolu olarak çalışmak çok önemlidir. O zaman kendinizi hizmetin bekçisi olarak görüyorsunuz. Onun da tescillendiğinin bir ifadesi bu, o kadar güzel bir şey ki… Onlar isterse beni çaycı kadrosunda çalıştırsınlar, isterse yerleri temizleyeyim, isterse orayı bekleyen kardeşler gibi bekleyeyim… Ama Allah beni bu kapıdan ayırmasın. Hep böyle dua ettim. Öyle anlatılmaz bir duygu… Allah’a şükür.


Samanyolu Fanları: Sunuculuğa nasıl başladınız, hayaliniz miydi?


Murat Yeni: Hiçbir zaman benim hayalim olmadı. Eskiden nâmüspet bir hayat yaşarken benim hayallerim yoktu. Sadece -şimdi çok daha iyi anladığım -dünya işleri; bir yerlere gideyim, oturayım, şuna buna bakayım, orada gezeyim, burada tozayım gibi düşünceler… Tamamıyla amaçsız bir hayatım vardı. Bu amaçsız hayat 24-25 yaşlarına kadar devam etti. Mankenlik yaptım, menajerlik yaptım, aklınıza ne geliyorsa yaptım ama Rabbim çok başarılı olabileceğim halde hiçbirinde beni muvaffak kılmadı. Hep de üzüldüm neden olmadı, neden onda da başarısız oldum, neden bunda da başarısız oldum… Şimdi çok daha iyi anlıyorum ki benim yerim zaten belliymiş. Rabbim hazırlamış, onu bekletiyormuş. Hakeza, bence hayal edilmeli. İnsanın hayali olmalı; ama bu, Rabbimin yaratacağını bilmekten daha ileri bir hayal olmamalı. Yani sen ne düşünürsen düşün, ne yaparsan yap, ne hissedersen hisset, onu yaratan Rabbim. Bu duyguyla hareket etmeli. Hayalin ölçüsünü de ona göre belirlemeli. Çok uçuk hayallerim olmadı, hizmete girdikten ve tanıdıktan sonra zaten hiç hayalim olmadı. Hizmette düşünmemeyi öğrendim -düşünmemek derken yanlış anlaşılmasın, okumamak, araştırmamak anlamında değil bu- Düşünmemektense uygulamak, büyük akıllara uyup, büyük akıllara tâbi olup onların sözlerini yerine getirmenin, onların gösterdikleri hedefe ulaşmak için mücadele etmenin çok daha doğru olduğuna inanıyorum. Şimdi ve bundan sonraki hayatımda Rabbim ömür verirse büyüklerim, ağabeylerim benden bir şey yapmamı isteyecek ve ben bundan sonra yapacağım. Gerek kendime ait bir fikrim, kendime ait bir hayatım Allah’ın izniyle olmayacak. Ben kendimi hizmete adamak istiyorum, adanmış bir ruh olmak istiyorum. Ama altını çiziyorum, bu kendimi geliştirmeme anlamında değil. Eğer kendimi geliştireceksem Allah rızası için geliştireceğim, hizmetim için geliştireceğim, yani hizmete bir katkım olur mu kaygısıyla kendime vakit ayıracağım, onun dışındaki tüm vakti Allah rızası için koşturan insanların söylediklerini yapmaya ayıracağım inşallah. Bugün televizyon olur, televizyonda bir program olur, amenna, orada devam ederiz. Yarın kamera arkası olur, sonraki gün Uganda’da olur, Tanzanya’da olur, Etiyopya’da olur. Bir okul idareciliği olur -öğretmenlik asla yapamam- ya da bir belletmenlik olur, yurt müdürlüğü olur, bir dersanede idarecilik olur… Yani sonuç itibariyle verilen görevi yapmak, Allah rızası için budur. Bütün arkadaşlarıma tavsiyem de odur. Hizmet etmenin ana kriteri çabalamak değildir. Zaten zamanında birileri senin için çabalamış… Sen onların söylediklerini yap, onların dediklerine uy. İnan, kendi çabalamandan çok daha fazla başarı yakalarsın diye Murat Ağabeylerinden ufak bir nasihat, öğüt diyelim…


Samanyolu Fanları: Sunuculukla alâkalı neler tavsiye edersiniz?


Murat Yeni: Bir kere okumak… Yani her şeyin başı eğitim, eğitim şart. Zaten hizmet kurumlarının büyüğümüz tarafından vesile olunarak başlatılmasındaki ana düşünce de eğitimdir. Okumadan bir şey olmaz, okumadan bir şey yapamazsınız. Okuduktan sonra ilmini Allah rızası için nasıl kullanırsın onun hesabını yapacaksın. Sonrasında, televizyonumuzun her zaman yetenekli, kalifiye elemana ihtiyacı var. Yani bizim başkalarına ihtiyacımız olmamalı. Biz bize yeteriz. Bunun için kardeşlerimize radyo-televizyonu şiddetle tavsiye ediyorum. Radyo-televizyon okusunlar, gazetecilik okusunlar, basın-yayın okusunlar. On bin kişi dahi olsa bizim istihdam edecek kurumlarımız inşallah var ve açılmaya da devam ediyor. Rahat olsunlar, bizi başkalarına muhtaç etmesinler Allah’ın izniyle. Bizim kendi yıldızlarımız olsun, kendi kardeşlerimiz olsun, kendi içimizden çıksın. Bakın Maceracı nasıl tanındı? Maceracı’yı insanlar nasıl sevdi? Samanyolu Tv’den sevdi. Demek ki Samanyolu Tv’den de tanınmış herkesin sevebileceği insanlar çıkabiliyor. Buna birçok örnek var; mesela sevgili Saim (Orhan)… Yani kendi içimizden insanlar çıkartalım. Başka insanlar da bunları sevsin, biz de onları sevelim. Önemli olan, çalışmak çabalamak inşallah…


Samanyolu Fanları: Biz Maceracı’yı yandan sepetli motoruyla Anadolu’yu karış karış gezen, gönülleri fetheden bir seyyah olarak tanıdık. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?


Murat Yeni: Maceracı sadece o değil. Maceracı aynı zamanda yaklaşık 400’ü aşkındır gösteri yapan, “En Sevgiliye” adlı -‘stand-up’ demiyorum- yapmış olduğu gösterisiyle yarım saat güldüren ama asıl son 45 dakika Allah dostu insanlarla buluşturmaya vesile olup aynı zamanda insanları ağlatan da bir insan Maceracı. Maceracı bir kere kendi içinde kesinlikle çok gülen birisi değil, hep dua eden birisi, duygusal bir insan. Mesela yirmi gündür nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde bazı sosyal paylaşım sitelerine girdim. Kafalarında soru işareti oluyormuş insanların. Rahat olsunlar, gerçekten benim. Mesele şu; benim oraya girmemdeki tek sebep, orada ‘Allah’ kelamının olduğunu gördüm, çok şaşırdım ve “ona bir katkım olur mu, o insanların Allah ile buluşmasına bir katkım olur mu” düşüncesiydi. Bir de sevenlerim kim onu görmek istiyorum. Bu programı seven, Maceracı’yı sevenler kim onu görmek istiyorum. Maceracı hayatına devam eden bir insan… Maceracı yalnızca güldüren değil, ağlatan, düşündüren de bir insan. Çok yakında ‘İbret’ adlı bir kitabım çıkıyor. Sadece benim hayatım. Az önce de anlattım zaten, hayatımdaki olumsuzlukları, karanlıkları. O karanlıkları görüp ibret alsınlar diye tüm açıklığıyla kendi hayatımı kaleme aldım. NT Mağazaları’nda bulabilirler. Bunu yapmamdaki amaç da yine örnek olmaktı. Kitabımı okuduklarında benim aslında Samanyolu ekranlarına çıkabilmekten çok uzak bir hayatım olduğunu anlayacaklar. Nasıl oldu, işte onun cevabı İbret’te. İbret alırlar diye dua ediyorum.


Samanyolu Fanları: Sitemizi takip ediyor musunuz, ediyorsanız nasıl buluyorsunuz?


Murat Yeni: Ben zaten hep takip ediyorum Samanyolu Fanları’nı. Yalnız şöyle bir durum var, Samanyolu Fanları’nın bir kısmı çok dizici. Bence çok hoş bir şey değil bu, Samanyolu Tv’ci olunması lazım. Samanyolu Tv’de sadece diziler yok. Sadece dizi varmış gibi; sadece Tek Türkiye, Kollama varmış gibi davranılmamalı. Bir kere gerçek Samanyolu sever ayırım yapmamalı. Mümkün olduğunca hepsini izlemeli, yorumlarını yapmalı. Eleştiriyse eleştiri, güzel sözse güzel söz; bunu söylemeli ama o yol Samanyolu’na dönüştürülmeli. Yani her zerresi sizi ilgilendirmeli. İşte bu yaptığınız çok güzel. Benle röportaj yapın, Saim’le (Orhan) röportaj yapın, diğer programcılarla röportaj yapın… Ve insanları bir şekilde Samanyolu’nun tamamına yönlendirin çünkü internet çok önemli bir malzeme.


Samanyolu Fanları: Son olarak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz ve zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Dualarınızı bekliyoruz Murat Ağabey…


Murat Yeni: Estağfirullah kardeşim, dualar müşterektir. Asıl ben teşekkür ederim.

Muhabirimiz beyazinci’ye teşekkür ediyoruz.

Daha fazla bilgi icin buraya tikla !!

No comments:

Post a Comment